İnsanlığı hatırlatan tarifler: “Suriye için Çorba” kitabıyla ısınan yüzbinlerce yürek
Kategoriler Kültür-SanatYemeğin insan hayatı için en önemli öğelerden biri olduğunu biliyoruz. Yemek için buluştuğumuz sofralar da bu sürecin en kıymetlilerinden. Muhabbetin, birliğin, beraberliğin, umudun ve paylaşımın mekânı…
Dünyanın neresinde gidersek gidelim her ülkenin kendine özgü bir mutfak ve yemek kültürü var. Kültürler ne kadar farklı olursa olsun bazı yiyecekler var ki hissettirdikleri evrensel nitelikte. Mesela bir kâse çorba.
Lübnanlı yemek kitabı yazarı ve Suriye için Çorba (Soup for Syria) kampanyasının yaratıcısı Barbara Abdeni Massaad da çorbanın gücünü keşfedenlerden…
2011 yılında başlayan savaş nedeniyle yurdunu terk etmek zorunda kalan Suriyelilerin sığındıkları komşularından biri 4,3 milyon nüfuslu Lübnan olmuştu.
Ülkede yaşayan Suriyeliler bugün 1,5 milyonu geçti.
Bombalardan kaçarak kendilerine güvenli bir yaşam alanı yaratmaya çalışan mülteciler için ‘ne yapabilirim’ sorusunu soran Barbara, çareyi elindeki imkânları değerlendirmekte buldu.
Fotoğraf makinesiyle kamplarda yaşayanların mutlu anlarını görüntülerken, onlar için bir “çorba” projesi başlattı.
Bekaa Vadisi’ndeki mülteci kampı
Sayısız gönüllünün desteğiyle dünyanın dört bir yanından toplanan tariflerle yapılan çorbalar sevginin, iyiliğin ve merhametin gücünün nasıl bir değişim yaratabildiğinin bir kanıtı…
Kampanya sürecini Slow Olive’in davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Barbara ile konuştuk.
“Suriye için Çorba” projesi nasıl doğdu?
Mültecilerin Lübnan’a gelişiyle doğdu. Şimdiye kadar Lübnan nüfusunun üçte biri mültecilerinden oluşuyor. Çocukların çadırlarda yaşadıkları görüntüleri televizyonda izledim. Hava çok soğuktu. Soğuktan hayatını kaybeden bir kız çocuğuyla ilgili röportaj vardı. İçime çok dokundu. Kampa gitmeye karar verip orada yaşayanları ziyaret ettim. Bekaa Vadisi evime çok uzakta değildi. Ulaşmam 45 dakika sürdü. Fotoğraf çekmeye başladım ve evime döndüm. Sonra fotoğrafları inceledim. Bunlarla ne yapabilirim diye düşünmeye başladım.
Onların acı çektiklerini ve yardıma ihtiyaçları olduğunu tüm dünyadaki insanlara duyurmak zorundaydım. Böylece Slow Food ve Beyrut’taki Başkanı ile irtibata geçtim. Burada çiftçiler pazarımız var. Yakın bir arkadaşım “Neden çorba yapmıyoruz?” dedi. Bir yıl boyunca mülteciler için çorba yapıp dağıttık. Bu proje de çorba tariflerinin bulunduğu bir kitaptan aklıma geldi. Sonuçta çorba herkes için. Hem bedenimize hem de ruhumuza iyi gelen bir şey. İçerken insanı rahatlatıyor.
Facebook’ta Suriye için Çorba (Soup for Syria) adıyla bir hesap açtım. Dünyanın dört bir yanındaki insanlara çorba tariflerini bağışlayıp bağışlamayacaklarını sordum. Aralarında dünyaca ünlü şefler de vardı. Bu sayede 200’ü aşkın tarif topladım. İnsanları evime workshop için davet ettim. Tüm tarifleri yapıp denedik ve içlerinden en iyilerini seçtik. Bu kitapta seçtiğimiz tariflerin hepsini görebilirsiniz. Gelen tariflerin hepsi o kadar lezzetli ve güzeldi ki. Her birinin tadına baktım. Bu kitap benimle ilgili bir çalışma değil. Bu insanlarla ilgili. Tariflerini bağışlayanlar, kitabın oluşmasına bana yardım eden herkes… Ben çektiğim fotoğrafları koydum, onlar da çorbaları yaptı. Çok güzel bir atmosferdi.
Ocak 2018 itibariyle kitap ülkemizde de HayyKitap etiketiyle raflarda yerini aldı. Diğer ülkelerdeki satışlar nasıl?
Çok iyi gidiyor. Şimdiye kadar 7 ülkede, farklı dillerde baskı yaptı. Almanca, İtalyanca, Birleşik Devletler, Birleşik Krallık, Hollanda, Portekiz ve şimdi de Türkiye. Diliyorum bu sürece başka ülkeler de dahil olur. Kitaplardan elde edilen tüm gelir destek amacıyla farklı ülkelerdeki Suriyeli mültecilere gidiyor.
Suriye için Çorba: İnsanlık İçin Merhametli Tarifler, Orijinal Adı: Soup for Syria, Çeviri: Esra Sevin, Türü: Yemek Kültürü / Yerel Lezzetler, Sayfa Sayısı: 208
Kitabı tamamladıktan sonra Bekaa Vadisi’ndeki kampa geri döndüğünde beraber çalıştığınız insanların sana yaklaşımı nasıldı?
Suriyeli mülteciler ve onlar gibi dünyadaki diğer tüm mültecilerin onuru var. Fotoğraflarda kendilerinin aciz, kötü görülmelerini istemiyorlardı. Kitaptaki fotoğrafları gördüklerinde çok mutlu oldular. Çünkü hepsinin yüzleri gülüyordu, mutsuz görünmüyorlardı. Özellikle çocuklarla beraber fotoğraf çekmek bir oyun gibiydi. Bunun bir parçası oldukları için çok sevinmişlerdi. Bu yüzden orada yaşayan insanlardan olumsuz hiçbir tepki almadım. Çok sevindiler ve yaptığımız iş için minnettar olduklarını söylediler.
Lübnan hükümetinin Suriyeli mültecilere yönelik politikasını nasıl değerlendiriyorsun?
Çok zor bir durum. Lübnan’ın ekonomisini zorluyor. Ülkemizin sınırları içinde pek çok mülteciye ev sahipliği yapıyoruz. Bu hiç kolay değil.
T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 26 Nisan 2018’de yaptığı açıklamaya göre Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli sayısı 3 milyon 588 bin 877’ye yükseldi
Projeyle ilgili bilgi almak ya da destek olmak isteyenler ne yapabilir?
www.soupforsyria.com adlı bir internet sitemiz var. Burada basında çıkan haberler, fotoğraflar ve yaptığımız dünyanın dört bir yanında düzenlediğimiz tüm etkinliklere ulaşabilmek mümkün. Facebook üzerinden de “Soup for Syria” hesabından ulaşılabilir. ABD’de Kuzey Carolina’da bir etkinlikteydim. 15 şefle beraber düzenledik. Birlikte çorba yaptık. Unutulmaz bir deneyimdi. Orada yardıma ihtiyacı olan mülteciler için 26 bin doları aşkın para topladık.
Onlara destek olmak isterseniz kitabı satın alabilir ya da para toplama kampanyası düzenleyebilirsiniz. Evinizde ya da restoranınızda çorba partileri organize edebilirsiniz. Küçük bir ücret karşılığında yaptığınız çorbaları satabilir ve geliri ihtiyaç sahiplerine iletebilirsiniz. Türkiye’de çok fazla Suriyeli mülteci olduğunu biliyorum. Türkiye’de yaşayanlar için böyle bir fon oluşturulabilir.
Bu yıl ikincisi düzenlenen Slow Olive (Yavaş Zeytin) 2018 nasıl geçti?
Ayvalık’ta ikinci kez bulunuyorum. Çok gelmek istemiştim. Burası benim için çok özel. İlk geldiğimde de, ikincide de harikaydı. Yanımda eşimi de getirdim çünkü onun da bu deneyimi benimle birlikte yaşamasını istedim. İnsanlar çok cömert ve misafirperver. Bölge cennet gibi. Yemekler çok lezzetli. Çoğunlukla vejetaryen ağırlıklıydı. Bundan dolayı da çok mutlu oldum.
Merve M. Damcı ve Barbara Abdeni Massaad
Barbara Abdeni Massaad hakkında:
Man’oushe: Inside the Lebanese Street Corner Bakery, Massaad, Mouneh: Preserving Foods for the Lebanese Pantry gibi ödüllü yemek kitapları var. Beyrut, Lübnan’da doğdu. Genç yaşta Florida’ya taşındı. İlk mutfak deneyimini aile restoranları Kebabs and Things’de babasına yardım ederek kazandı. 1988’de Lübnan’a geri taşındı ve üniversite eğitimini orada tamamladı. Yemek pişirmeye olan tutkusunun izinden gitmeye karar verince, Lübnan, İtalyan ve Fransız restoranlarında, ünlü şeflerle beraber çalıştı. Massaad, Slow Food Beyrut’un kurucu üyesi ve enternasyonal Slow Food hareketinin aktif bir üyesi. Beyrut’ta eşi ve üç çocuğuyla beraber yaşıyor.
Merve Damcı
(Bu röportaj Mayıs 2018’de Yeşil Gazete’de yayınlanmıştır.)